Toz olma sanatı 23 Temmuz 2025, 08:52
Her evde biraz hırgürün, hayatın tuzu biberi olduğunu söylerler. Ama bu tip atışmaların hiç yaşanmamasının daha iyi olduğu kanaatindeyiz. Çünkü başlatması kolay, ama kontrolü zor olan işlerin nereye gideceği kestirilemez. Mesela, yakılan ateşin, ani bir rüzgârla her an büyük bir yangına dönüşme ihtimali vardır. Üstelik ateşi yakanın kendisi de olmak üzere kimleri, neleri ve nereleri yakacağı da bilinemez.
Evdeki herhangi bir gerginliği, anne karnındaki bebek bile hissederken ebeveyn arasında, hem de çocuğun yanında yaşanan tartışma ve kavgaların onu nasıl etkileyeceğini tahmin etmek zor olmasa gerek. Fırtınalı havada emniyetli bir yere çekilip havanın sakinleşmesini beklemek ne kadar mantıklı ise bu tür durumlarda da benzer şekilde hareket etmek o kadar lüzumludur. Çünkü bir müddet sonra fırtına dinecek, bulutlar dağılıp hava açacak ve güneş çıkacaktır.
Yeri gelmişken şu eski hikâyeyi anlatmamak olmaz: Arkadaşları, yeni evli gence, bir çay sohbetinde: “Sen evleneli neredeyse bir sene oldu, ama maşallah sizin evden çıt çıkmıyor, siz hiç tartışmaz mısınız?” diye sorarlar. “Hayır” diye cevaplar yeni evli genç ve ilave eder: “Akşam işten geldiğimde, kapı açılınca hanıma şöyle bir bakarım. Eğer hanım, eteğinin ucunu belinde topladıysa bilirim ki hanımın günü iyi geçmemiş ve havası yerinde değil. Hiç ekmek, yemek sormadan usulca mutfağa süzülür, aceleyle birkaç lokma atıştırır ve ortalıktan toz olurum. Olur ya bazen de benim asabım bozuk olur. O zaman fesin püskülünü her zamankinin aksine soldan sarkıtırım. O da bunu görür, asabi olduğumu anlar ve hiç sesini çıkarmaz, hemen yemeğimi, çayımı hazır eder. Etrafımda pervane gibi döner. Bu nedenle biz hiç kavga etmeyiz. Dinleyenlerden biri: “Peki birader, kapı açıldı, yenge eteğin ucunu belinde toplamış, sen de fesin püskülünü soldan sarkıtmışsın. İki taraf da asabi, o zaman ne olacak?” diye sormuş. Ötekiler de “Hah! Şimdi ne olacak?” demiş. Genç gülümsemiş. “Bundan kolay ne var, fesin püskülünü hafif bir fiskeyle soldan sağa atarım” demiş.
Türkçemizde “alttan almak” diye bir deyim vardır. Yani, sert konuşan bir kimseye yumuşak bir üslupla yaklaşmak... İcap ettiğinde, alttan almanın, kimseye bir zararı dokunmaz. Bilakis tabak, çanak kırılmaktan, çocuk azarlanmaktan, evin kedisi de dayaktan kurtulur.
Alttan almak mı, yoksa altta kalmak mı? Tercih sizin.
AZMİ AKSOY - EĞİTİM YÖNETİCİSİ
DIĞER HABERLER
-
Bahtiyar Koleji Ziyareti
25 Ekim 2025, 08:16 -
Kültürel Kodlarla Çelişen Resmi İdeoloji Sendromu-Öze Dönüş Zamanı
25 Ekim 2025, 07:47 -
TOBB Eğitim Meclisi Toplantısı
23 Ekim 2025, 14:50 -
Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü Fethullah Güner Ziyareti
23 Ekim 2025, 12:59 -
Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Yusuf Tekin'e Ziyaret
23 Ekim 2025, 12:46 -
Okul Çeyizi
23 Ekim 2025, 11:40 -
Gemisini Terk Etmeyen Kaptan
22 Ekim 2025, 07:51 -
Bilim Eğitim Kurumları Ziyareti
21 Ekim 2025, 18:18 -
Şefkat Eğitim Kurumları Ziyareti
21 Ekim 2025, 15:14 -
Mavigün Eğitim Kurumları Ziyareti
21 Ekim 2025, 14:05

