21. yüzyılın eğitim ortamları, teknolojinin sunduğu imkânlarla birlikte köklü bir dönüşüm geçiriyor. Akıllı tahtalar, çevrim içi ders platformları, artırılmış gerçeklik uygulamaları ve yapay zekâ destekli öğrenme araçları artık hayatımızın ayrılmaz bir parçası. Ancak teknoloji, eğitimde her sorunun sihirli çözümü değil; doğru kullanıldığında güçlü bir destek, yanlış yönlendirildiğinde ise öğrencilerin dikkatini dağıtan bir unsur olabiliyor. Bu noktada öğretmenlere düşen en kritik görev, teknoloji ile pedagojiyi uyumlu ve dengeli bir şekilde bir araya getirmektir.
Teknolojinin Eğitimde Sağladığı Avantajlar
•Erişilebilirlik: Öğrenciler ders içeriklerine her zaman, her yerden ulaşabiliyor.
•Bireyselleştirilmiş Öğrenme: Dijital araçlar, öğrencilerin hızına ve seviyesine uygun öğrenme deneyimleri sunabiliyor.
•İlgi Çekici İçerikler: Görsel-işitsel materyaller, oyun tabanlı uygulamalar ve simülasyonlar dersleri daha eğlenceli ve kalıcı hale getiriyor.
•Öğretmen için Kolaylık: Ölçme-değerlendirme, ödev takibi ve ders materyali hazırlığı süreçleri teknolojik destekle daha pratik hale geliyor.
Aşırı Teknoloji Kullanımının Riskleri
•Dikkat Dağınıklığı: Özellikle küçük yaş gruplarında, ekran süresinin artması öğrenmeyi zorlaştırabiliyor.
•Pasif Öğrenme: Teknolojiye aşırı bağımlı bir öğretim, öğrenciyi sorgulamaktan uzaklaştırabilir.
•Yüz Yüze Etkileşimin Azalması: Öğretmen-öğrenci arasındaki insani bağ, dijital ortamda zayıflayabilir.
•Eşitsizlik Sorunu: Tüm öğrencilerin aynı imkânlara sahip olmaması, dijital uçurumu derinleştirebilir.
Öğretmenler İçin Denge Stratejileri
1.Amaç Odaklı Kullanım: Teknolojiyi sadece “kullanmış olmak” için değil, dersin öğrenme hedeflerini desteklemek için devreye sokmak.
2.Mikro-Denge: Dersin bir bölümünü dijital içeriklerle, bir bölümünü yüz yüze etkileşimle yürütmek.
3.Eleştirel Dijital Okuryazarlık: Öğrencilere teknolojiyi yalnızca tüketici olarak değil, sorgulayan ve üreten bireyler olarak kullanmayı öğretmek.
4.Ekran Süresi Kontrolü: Dijital araçların öğrenmeyi desteklediği noktada devreye sokulması, fakat sınırsız ekran kullanımından kaçınılması.
5.Öğrenciyi Merkeze Alma: Teknoloji aracı, öğretmen ise yol gösterici olmalıdır.
Örnek Uygulamalar
• EBA (Eğitim Bilişim Ağı): Türkiye’de yaygın olarak kullanılan bu platform, öğretmenlere ders içerikleri, etkileşimli etkinlikler ve ölçme-değerlendirme araçları sunuyor. Ancak yalnızca içerik paylaşımı için değil, öğrencilerle birlikte etkinlik geliştirmek için de kullanılabilir.
• Kahoot ve Quizizz: Öğrencilerin sınav kaygısını azaltan, dersleri eğlenceli hale getiren oyun tabanlı öğrenme araçları. Öğretmen, ders sonunda hızlı tekrarlar yapmak için bu uygulamaları kullanabilir.
• Padlet: Öğrencilerin fikirlerini sanal bir pano üzerinde paylaşmasına imkân tanır. Grup çalışmaları ve beyin fırtınası etkinlikleri için idealdir.
•Artırılmış Gerçeklik (AR) Uygulamaları: Özellikle fen ve tarih derslerinde öğrencilerin soyut konuları somutlaştırmasını sağlar. Örneğin, insan vücudunu üç boyutlu görselleştiren AR uygulamaları biyoloji derslerini çok daha etkili hale getirebilir.
• Flip (eski adıyla Flipgrid): Öğrencilerin video ile fikirlerini paylaşmasını sağlar. Bu yöntem özellikle çekingen öğrencilerin katılımını artırır.
Teknoloji, öğretmenin yerini alan bir güç değil, onun rehberlik rolünü daha da görünür kılan bir destektir. Asıl mesele, öğretmenin teknolojiyi pedagojik ilkelerle yoğurabilmesi ve öğrencilerin öğrenme yolculuğuna değer katacak şekilde yönlendirebilmesidir. Dengeyi kuran öğretmen, hem çağın gerekliliklerine uyum sağlayacak hem de öğrencilerin insani değerler temelinde gelişmesine katkıda bulunacaktır.
Ali Dayıoğlu
Özkurbir Bşk Yrd. - Eğitim yöneticisi