Sorgulamanın Sorgulanması 08 Temmuz 2025, 08:55

Bir olguyu veya nesneyi tanımak için ona iyice yaklaşmak gerekiyor yani parçalarına ve atomlarına ayırmak gerekiyor. Fakat parçaladıkça, atomlarına ayırdıkça o nesne ilk gördüğümüz şey olmaktan hem çıkıyor, hem de iyice tanınmaz hale geliyor.
"Sorgulanmamış yani gerekçelendirilememiş hayat yaşanmaya değmez" diyen Sokrat’a inat sorgulanan her şey bir zaman sonra sorguladığın o şey olmaktan uzaklaşıyor. Örneğin yalan söylemenin gerekçesini sorguladığında yalanın beyaz yalana dönüşmesi gibi. Dostoyevski’nin "Bir aslanı gün boyu takip etseydiniz ve aslanın yaşamak için verdiği mücadeleye tanık olsaydınız, günün sonunda bu aslanın bir ceylan yakalayıp yemesi sizi mutlu ederdi.
Aynı hikâyeye ceylanı takip ederek başlasaydınız ve ceylanın yaşamak için verdiği mücadeleye tanık olsaydınız, günün sonunda bu ceylanın bir aslan tarafından yenmesi sizde bir öfke uyandırırdı."
Sözleri de sorguladığında çıkardığın sonuçların baktığın yere göre değişebileceğini vurguluyor.
Yani insan usunun kesinliğe ve gerçekliğe ulaşabilmesi için sadece sorgulama yapmanın da tek çıkar yol olmadığını fark ediyoruz. İşte inanç dediğimiz gerçeklikte tam bu kararsızlığın ve sonuçsuzluğun kesişme noktasından doğuyor.
Ve bize bazen ölmüş insanların ruhlarından, göklerin gürlemesinden ve ateş saçmasından, güneşin aydınlığından ve sıcaklığından, sahipsizliğin ve kimsesizliğin endişe veren korkusundan. Ve bazen de İbrahim’in, Musa’nın, İsa’nın, Muhammed’in ve hatta Buda’nın dilinden ve bedeninden sesleniyor.
Dolayısıyla insan toplulukları tarihin hiç bir döneminde bu frekanslardan gelen seslere bigane kalamıyor. O yüzden insanlık tarihinde yaşanan mücadele her zaman inananlarla inanmayanlar arasında geçmiyor, çoğunlukla bir kutsala inananlarla başka bir kutsala inanan insanlar arasında geçiyor.
Ve insanlık çoğu vakit sorgulayarak ulaşamadığı hakikatlere inanç yoluyla ulaşmayı tercih ediyor. Velhasıl bir kutsala bağlanma veya bir Tanrıya inanma ihtiyacı en azından insanın bu sürümü için aşılması imkânsız bir vakıa olarak yaşamaya devam ediyor.
En azından 21. yüzyıla kadar yaşanan değişmeyen bir gerçeklik olarak.
NACİ BEKTAŞ - EĞİTİMCİ YAZAR
DIĞER HABERLER
-
Eğitimde Talim Var Ama Terbiye Yok!
08 Temmuz 2025, 17:35 -
Sorgulamanın Sorgulanması
08 Temmuz 2025, 08:55 -
İslamiyette Yas / Matem Tutmak Yoktur
07 Temmuz 2025, 17:02 -
Necmeddin Erbakan Kimdir?
07 Temmuz 2025, 00:25 -
Halil İnalcık'ın Hayatı - Türk Dünyasının Enleri
07 Temmuz 2025, 00:21 -
Nurettin Topçu kimdir?
07 Temmuz 2025, 00:16 -
Haşlanmış Kurbağa
06 Temmuz 2025, 14:36 -
Nurettin Topçu'nun İdeal Okulu : Milli Mektep
06 Temmuz 2025, 02:18 -
Öğretmenler Çaresiz
06 Temmuz 2025, 00:22 -
Sarı Çizmeli Mehmet Ağa Bir Gün Öder Hesabı
05 Temmuz 2025, 17:02