Sınıf ve Ötesini Yönetmek! Okul ve Sınıf Ortamında Yaşanan Sorunların Arka Planı ve Ebeveyn Tutumlarının Eğitim Ortamına Etkisi 08 Kasım 2025, 07:48
Eğitim ortamlarında gözlemlenen öğrenci davranışları, çoğunlukla bireysel özellikler ya da
öğretim yöntemleriyle ilişkilendirilse de, bu davranışların altında sosyal çevre, aile dinamikleri ve ebeveyn tutumları gibi daha derin psikososyal yapıların etkili olduğu bir gerçektir. Özellikle son yıllarda eğitim ortamlarında giderek artan dikkat eksikliği, saldırganlık, içe kapanıklık gibi sorunların, yalnızca okul ortamıyla sınırlı olmayan çok katmanlı nedenleri bulunmaktadır (Yavuzer, 2010).
Okullar sadece bilgi aktarılan kurumlar değil; aynı zamanda çocukların karakter gelişiminin, sosyal becerilerinin ve duygusal dayanıklılıklarının şekillendiği önemli ortamlardır. Ancak her eğitim ortamında olduğu gibi, okullarda da zaman zaman sınıf içi disiplin sorunları, akademik motivasyon eksiklikleri ve öğrenci-öğretmen iletişimi gibi çeşitli problemler yaşanabiliyor. Bu problemlerin sadece görünen yüzüyle ilgilenmek, çoğu zaman kalıcı çözümler üretmemizi engelliyor. Asıl mesele, buzdağının altındaki görünmeyen yapıyı anlayabilmekte yatıyor.
Bir öğrencinin derse ilgisizliği ya da arkadaşlarıyla sürekli çatışma içinde olması, çoğu zaman sadece "disiplin sorunu" olarak değerlendirilir. Oysa bu davranışların arka planında çok daha derin dinamikler vardır. Aile içi iletişim eksikliği, yüksek beklenti baskısı, duygusal ihmal ya da aşırı müdahaleci ebeveyn yaklaşımları gibi etkenler çocuğun okul davranışlarına doğrudan yansımaktadır.
Okul ve sınıf ortamında karşılaşılan öğrenci davranışlarını yalnızca yüzeydeki belirtilerle değerlendirmek, kalıcı çözümler üretmeyi engeller. Bu davranışların ardında yatan temel nedenleri anlamak, özellikle de ebeveyn tutumlarının çocukların duygusal ve davranışsal gelişimindeki etkilerini fark etmek, eğitim ortamının sağlıklı işlemesi açısından büyük önem taşır. Sınıf içindeki birçok sorun, çoğu zaman yanlış ya da yetersiz ebeveyn yaklaşımlarının yansıması olarak ortaya çıkar. Bu nedenle öğrenci davranışlarına bütüncül bir bakışla yaklaşmak, okul-aile iş birliğini güçlendirmek ve ebeveyn farkındalığını artırmak sınıf yönetimini doğrudan olumlu yönde etkileyecektir.
Ebeveyn tutumları, çocuğun kişilik gelişiminden sosyal ilişkilerine, problem çözme becerilerinden akademik tutumlarına kadar geniş bir yelpazede etkili olmaktadır. Bu bağlamda, sıklıkla gözlemlenen bazı ebeveyn tutumlarının sınıf içindeki yansımalarının dramatik sonuçlar doğurduğu gözlemlenmektedir. Çocuğun akademik başarısının yanında yaşam boyu etkisi altında kalacağı davranış kalıplarının da bu dönemde biçimlendiği dikkate alındığında meselenin göz ardı edilemeyecek boyutta önem taşıdığı söylenebilir.
Aşırı koruyucu ebeveynler, çocuklarının her adımını takip edip, denetleyip yönlendirerek onların karşılaştıkları güçlükleri kendi başlarına çözmelerine fırsat tanımazlar. Bu durum, çocukların öz güven gelişimini engellediği gibi, okul ortamında karşılaştıkları zorluklara karşı pasif ya da tepkisel davranmalarına neden olur. Öğrenci, her sorunda ebeveyninin müdahalesini ve desteğini bekler hâle gelir. Bu durum zamanla öğrencisinin mağduriyet algısı üzerinden okul-ebeveyn çatışmasının kapısını aralar.
Baskıcı aile yapısında çocuklar çoğunlukla cezalandırılma korkusuyla hareket eder. Bu çocuklar, sınıf ortamında hata yapmaktan kaçınır, eleştirilmeye tahammülsüz olabilir veya başarısızlık karşısında yoğun kaygı yaşarlar. Yalan söyleyerek durumu kurtarmak veya krizi ötelemek bu çocuklar için bir kaçış çözümü olarak gelişir. Baskı altında büyüyen öğrencilerde, ya otoriteye karşı direnç ya da aşırı uyum davranışları gözlemlenir.
Başarıyı şartlı sevgiyle bağdaştıran ailelerde veliler çocuklarının değerini sadece akademik başarısıyla ölçüyor. "Takdir belgesi almazsan …." ya da "Matematikten düşük alırsan …." gibi ifadeler, çocukta değersizlik hissine neden oluyor. Bu durum uzun vadede öğrencinin ya tamamen umursamazlaşmasına ya da aşırı kaygılı, stresli bir birey haline gelmesine yol açabiliyor.
Öğretmeni otorite olarak tanımama ciddi bir sorundur. Velinin, çocuğun öğretmeniyle ilgili şikayetlerini sorgulamadan kabul etmesi, öğretmeni açıkça eleştirmesi, öğrencinin yanında öğretmen kritiği yapması, öğrenciye "Sen öğretmenini dinlemeyebilirsin" mesajını verir. Bu tutum, sınıf içindeki disiplini doğrudan olumsuz etkiler. Çünkü öğrenci, öğretmenin gücünü, etkisini ve sınır koyma yetkisini tanımaz.
Çocuklarını sürekli başkalarıyla kıyaslayan ebeveynler kıskanç ve hırçın karakterli çocuklar yetiştiriyor. “Bak Ayşe 98 almış, sen 80’de kalmışsın.” “O yarışmada Mehmet’i geçip 1. olmalıydın.” gibi ifadeler, öğrencide özgüven kaybı yaratır. Kendi iç motivasyonunu değil, dış rekabeti önemsemeye başlar. Bu da sınıf içinde paylaşımcı değil, kıskanç, hırçın, tahammülsüz ve bir adım sonrasında saldırgan öğrenci davranışlarına neden olabilir.
Ebeveynlerin çocukla yeterli iletişim kurmaması, davranışlara karşı tepkilerinde tutarsızlık göstermesi ya da tamamen ilgisiz kalması, öğrencinin okul ortamında da benzer biçimde güvensiz, dikkatsiz ve duygusal olarak kopuk davranmasına neden olur. Bu tutum, özellikle davranış problemleri ve arkadaş ilişkilerinde sıkıntılar olarak kendini gösterir.
Eğitim üç ayaklı bir yapıdır. Öğrenci, öğretmen ve veli. Her ayağın dengeli bir şekilde durması gerekiyor. Öğrenciyi desteklemek, onun yanında olmak elbette ki ebeveynin hakkıdır. Ama bu destek, öğretmenin alanına müdahale etmeden, çocuğun bireysel gelişimine katkı sağlayacak şekilde yapılandırılmalıdır.
Okul ortamında yaşanan her sorunun çözümü sadece disiplin tedbirleriyle değil, aile ile kurulacak güçlü, bilinçli ve karşılıklı saygıya dayalı iletişimle mümkündür. Bu noktada, okul yöneticilerine ve rehberlik servislerine büyük görev düşüyor. Ebeveynleri sadece bilgilendirmek değil, farkındalıklarını artırmak ve onlara rehberlik etmek de eğitimin ayrılmaz bir parçasıdır.
Unutulmamalı ki, okulda yaşanan her davranışın evde bir karşılığı vardır. Çocuklar, sadece öğretmenleriyle değil, ebeveynlerinin tutumlarıyla da eğitilir. Bu nedenle eğitimde kalıcı başarı istiyorsak, önce evdeki aynaya bakmayı ihmal etmemeliyiz.
RASİM KARAGÜL - EĞİTİM YÖNETİCİSİ
DIĞER HABERLER
-
Güneydoğu Anadolu Ekibimiz AES’25 İçin Sahada!
08 Kasım 2025, 09:15 -
Sınıf ve Ötesini Yönetmek! Okul ve Sınıf Ortamında Yaşanan Sorunların Arka Planı ve Ebeveyn Tutumlarının Eğitim Ortamına Etkisi
08 Kasım 2025, 07:48 -
Kurum ziyaretlerine devam edildi.
07 Kasım 2025, 18:46 -
Üye ziyaretlerimiz hız kesmiyor
07 Kasım 2025, 18:45 -
Eğitimde Birlik ve Dayanışma
06 Kasım 2025, 13:51 -
Eğitimde İş Birliği ve Buluşma
06 Kasım 2025, 12:25 -
Okullarda Ödevsiz Eğitim Mümkün Mü?
06 Kasım 2025, 08:06 -
Mehmet Baran'dan Muttalip Hasdemir'e Ziyaret
05 Kasım 2025, 17:01 -
Üye Ziyaretlerine Devam Ediyoruz.
04 Kasım 2025, 17:09 -
Yenidoğu Okulları Ziyareti
04 Kasım 2025, 13:09

