Mübarek Mevlid Kandili 03 Eylül 2025, 13:23

Resûlullah Efendimiz, Mevlid gecelerinde, Eshâb-ı kirâmına ziyâfet verir, dünyâyı teşrîfi sırasındaki ve çocukluk zamanındaki şeyleri onlara anlatırdı. Peygamberlerin sonuncusu ve en üstünü olan Sevgili Peygamberimiz Muhammed (aleyhis-selâm), 571 yılında, Nisan ayının 20’sine rastlayan, 12 Rebiul-evvel Pazartesi gecesi, sabâha karşı Mekke-i Mükerreme’de dünyâya gelmiştir.
Bu sene, 03 Eylül 2025 (11 Rebîul-evvel 1447) Çarşamba gününü, 04 Eylül 2025 (12 Rebîul-evvel 1447) Perşembeye bağlayan gece, Peygamber Efendimizin dünyâyı teşrîf buyurdukları gecedir. Yanî “Mevlid Kandili”nin bir sene-i devriyesidir; bilindiği gibi “Mevlid”, “doğum zamanı” demektir.
Resûlullah Efendimiz, Mevlid gecelerinde, Eshâb-ı kirâmına ziyâfet verir, dünyâyı teşrîfi sırasındaki ve çocukluk zamanındaki şeyleri onlara anlatırdı.
Hazret-i Ebû Bekir (radıyallahü anh) de, Halîfe iken, Sahâbe-i güzîni toplar, Resûlullah Efendimizin dünyâyı teşrîfindeki olağanüstü hâlleri, aralarında konuşurlardı.
İslam âlimleri de, Mevlid gecesine çok önem vermişlerdir. O gece, Resûlullahın doğum zamanında görülen hâlleri, mûcizeleri okumak, dinlemek, öğrenmek çok sevâptır. Bilindiği üzere, Peygamber Efendimizi öven çeşitli Mevlid kasîdeleri vardır. En meşhûr olan ve Türkiye’de sık sık okunan Mevlid kasîdesini, 15. asırda, Süleymân Çelebi (rahmetullahi aleyh) yazmıştır.
Mevlid gece ve günü, Müslümânların bayramıdır; neşe ve sevinç günüdür. Dünyâdaki Müslümânlar tarafından, her sene, bu gece “Mevlid Kandili” olarak kutlanmakta, her yerde Mevlid kasîdeleri okunarak, Resûlullah Efendimiz hâtırlanmakta, medhedilmektedir.
İşte, o yüce Peygamberin ümmetinden olan bir mü’min, O’nun doğduğu gece sevinir, Peygamberine olan sevgisini ve saygısını gösterirse, Allahü teâlâ da ona pek çok sevap verip onu affeder ve Cennetine sokar. Mevlid-i şerîf okumak, Resûlullahın dünyâya gelişini, hayâtını, mirâcını, diğer bazı mu’cizelerini anlatmak, onu hâtırlamak, onu övmek demektir.
Mevlid Gecesi, Kadir Gecesi’nden sonra en kıymetli gecedir. Bu gece, çalgı ve başka harâm şeyler karıştırmadan, Allah rızâsı için Mevlid cemiyeti yapmak, Mevlid kasîdesi okumak, Salevât-ı şerîfe getirmek, tatlı şeyler yedirip içirmek, hayrât ve hasenât yapmak, böylece, bu gecenin şükrünü yerine getirmek müstehaptır.
Diğer kandillerde olduğu gibi, bu kandilde de, Cenâb-ı Hakk’a bolca tevbe ve istiğfâr etmeli, O’ndan afv ve mağfiret dilemeli, kazâ namazları kılmalı, ilim öğrenmeli, Kur’ân-ı kerîm ve İlmihâl kitaplarını okumalı, Peygamberimize salevât-ı şerîfeler okumalı, fakîrlere, gariplere, yetîmlere sadakalar vermeli, kendimiz, âilemiz, milletimiz, Türk milleti ve bütün İslâm âlemi, hattâ insanların tamâmı için bolca duâlar etmeli, tazarru’ ve niyâzda bulunmalıdır.
Allahü teâlânın Habîbi, yaratılmış bütün insanların ve diğer bütün mahlûkâtın her bakımdan en üstünü, en güzeli, en şereflisi, son ve en üstün Peygamber Muhammed aleyhisselâmın dünyâyı teşrîflerinin bir sene-i devriyesini [Mevlid Kandilini] idrâk etmekle şereflenmek ve lâyıkı veçhile değerlendirebilmek ne büyük seâdettir.
Resûlullah Efendimizi öven çeşitli mevlid kasîdeleri vardır. Çok meşhûr olan “Mevlid Kasîdesi”ni Süleyman Çelebi, 15. asırda yazmıştır.
Rahmeti ve mağfireti sınırsız olan Allahü teâlâ, kendisine kulluk etsinler diye yarattığı insanlara yön vermek, yol göstermek, emir ve yasaklarını tebliğ etmek için Peygamberler göndermiştir. Yüce Rabbimiz, Kur’ân-ı Kerîmde şöyle buyurmuştur:
“Andolsun ki, biz her millete: Allah’a kulluk edin ve Tâğût’tan (şeytândan, putlardan) sakının (uzaklaşın) diye Peygamber gönderdik. Allah onlardan bir kısmını hidâyete (doğru yola) iletmiştir. Onlardan bir kısmı için de sapıklığa düşmek hak olmuştur. Yeryüzünde gezin de görün. İnkâr edenlerin sonu nasıl olmuştur.” (Nahl, 36)
Resûlullah Efendimiz, “Biz, seni, ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik” [Enbiyâ, 107], “Biz, seni, bütün insanlara müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik” [Sebe, 28], “Senin için bitmeyen, sonsuz mükâfât vardır. Elbette sen büyük bir [en büyük] ahlâk üzeresin” [Kalem, 3-4] “Rabbin sana [çok ni’met] verecek, sen de râzı olacaksın” [Duhâ, 5] gibi âyet-i kerîmelere muhâtap olmuş ve bu âyetlerde medholunmuştur.
Sevgili Peygamberimiz buyurmuştur ki: “Bir şeyi çok seven, elbette onu çok anar.” [Deylemî] [Resûlullahı seven de, onu çok anar.] “Allahü teâlâ, bir kimseye söz ve yazı sanatı ihsan ederse, Resûlullahı övsün, düşmânlarını kötülesin” hadîs-i şerîfine uyularak, asırlardır mevlid kitapları yazılmış ve okunmuştur.
Resûlullah Efendimizin şâirleri, Câmide, Resûlullahı öven ve kâfirleri kahreden şiirler okurlardı. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem), bunlardan Hassân bin Sâbit hazretlerinin şiirlerini çok beğenirdi; Mescidde, bu şâir için bir minber bile koydurmuştur. O, bu minbere çıkar, Resûlullahı över, düşmânlarını kötülerdi. Resûlullah Efendimiz de “Hassân’ın sözleri (şiirleri), düşmânlara oktan daha tesîrlidir” buyururdu.
Resûlullah Efendimizi öven çeşitli mevlid kasîdeleri vardır. Çok meşhûr olan ve Türkiye’de her zaman okunan “Mevlid Kasîdesi”ni Süleyman Çelebi, 15. asırda yazmıştır. Hazret-i Mevlânâ, “Mevlid okunan yerden belâlar gider” buyurmuştur.
Bu kasîdenin asr-ı saâdetten sonra yazılmış olması, onun bid’at olmasını gerektirmez. Çünkü Resûlullah’ı övmek ibâdettir. Her zaman O’nu övücü kasîdeler, yazılar yazılabilir. Onları da her zaman okumak bid’at değil, sevâp olur. Mevlid-i şerîf okumak, şiir olarak Resûlullahın dünyâya gelişini, mi’râcını, diğer bazı mu’cizelerini ve hayâtını anlatmak, O’nu hatırlamak, O’nu övmek demektir.
Her mü’minin, Resûlullahı çok sevmesi gerekir. [Bu da zâten îmânının gereğidir. Onu çok sevmek, kâmil mü’min olmanın da alâmetidir.] Bir hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:
“Beni ana-babasından, evlâdından ve herkesten daha çok sevmeyen, [kâmil] mü’min olamaz.” [Buhârî]
Mevlid gecesini ihyâ etmeli, meselâ ilim öğrenmeli, ilmihâl bilgilerini okumalı, kazâ namazları kılmalı, Kur’ân-ı kerîm okumalı, duâ, tevbe-istiğfâr etmeli, sadaka vermeli, Müslümânları sevindirmeli, bunların sevâplarını ölü-diri bütün mü’minlere göndermelidir.
DIĞER HABERLER
-
Mübarek Mevlid Kandili
03 Eylül 2025, 13:23 -
Aynı Davaya Omuz Verenler: Öğretmenler Arası Diyalog ve İş Arkadaşlığının Önemi
02 Eylül 2025, 12:30 -
Eğitimle Yeniden İnşa Edilen Kimlik: Dil, Tarih ve Kültürün Kesişiminde Modern Türkiye Perspektifi
01 Eylül 2025, 03:38 -
Açlığın Adı Gazze, Sessizliğin Adı Dünya
31 Ağustos 2025, 09:12 -
Yeni Eğitim Yılına Girerken Vicdani Eğitim İhtiyacı
30 Ağustos 2025, 08:50 -
ÖZKURBİR Yönetim Kurulu Toplantısını Gerçekleştirdi
29 Ağustos 2025, 10:40 -
Okullarda Silgisiz Eğitim Mümkün Mü?
29 Ağustos 2025, 09:06 -
Özel Okullarda Ücretsiz Okutulacak Öğrencilerin Ücretlendirilmesi
29 Ağustos 2025, 08:42 -
Kimlik Buhranı
27 Ağustos 2025, 05:53 -
Eğitim için bir aradayız!
26 Ağustos 2025, 22:58