İslamiyette Yas / Matem Tutmak Yoktur 07 Temmuz 2025, 17:02
Peygamber efendimiz matem tutmayı yasak etmiştir. İslamiyette matem tutmak yoktur. Peygamber efendimiz matem tutmayı yasak etmiştir. Hadis-i şeriflerde; (Matem tutan kimse, ölmeden tövbe etmezse, kıyamet günü şiddetli azap görecektir) (İki şey vardır ki, insanı küfre sürükler. Birisi, bir kimsenin soyuna sövmek, ikincisi, ölü için matem tutmaktır) buyuruldu.
Muharremin onuncu Aşûre günü matem yapmak, bağırıp çağırmak, ilk olarak hicri 65. yılında, hazret-i Hüseyin’in intikamını almak için, ayaklanıp, Kûfe’yi alarak, bir Şii devleti kuran Muhtâr-ı Sekâfî tarafından ortaya çıkarıldığı Tuhfe kitabında yazılıdır. Bu bidat, maalesef bir ibadetmiş gibi yayılmıştır. Hâlbuki Muhtâr-ı Sekâfî, bunu Kûfe ahalisini aldatıp, onları Emevilerle harbe sürüklemek, böylece hükûmeti ele geçirmek için bir hile olarak yapmıştır.
Matem tutmak yasak olmasaydı, herkesten önce Peygamber efendimizin vefatı için matem tutulurdu. Sonra hazret-i Ömer, hazret-i Osman, hazret-i Ali, hazret-i Hamza ve hazret-i Hüseyin şehit edildikleri için matem tutulurdu. Bunların hepsini seviyor, şehit edildikleri için üzülüyoruz, kalbimiz kan ağlasa da, yas tutmuyor, matem yapmıyoruz. Müslümanların matem yapması ve başkalarına lanet etmeleri yasak edildiği için, matem yapmıyoruz.
Son zamanlarda bazı psikologların, vefat eden insanların akrabaları tarafından yas tutmalarına dâir söylemler, bizim kültürümüzün dışında başka kültürlerden alınan değerlerdir. Ölünün yasını tutmak, yakınının yasında, gibi Avrupa kaynaklı veya başka kültür kaynaklı söylem ve tavsiyelere de kulak vermemelidir. Vefat edenin yakınlarına taziye üç gündür ve sonrasında yapılmaz.. Bu konu ve istisnaları da fıkıh kitaplarında net bir şekilde açık olarak yazılmaktadır.
Beraber konuşmacı olarak konuk olduğumuz bazı tv programlarında buna benzer konuşma yapan psikologları nazikçe uyardığım olmuştur.
Bilhassa Türkiye’de, vefat edenin arkasından yakınları tarafından yedisi, kırkı, elliikisi gibi.. dinimizde olmayan uygulamalarla Kur’an-ı Kerim-mevlid okumak/okutmak ve hayır hasenat yapmak yoktur. Ölünün arkasından ilk/ve her fırsatta bu kıymetli okumalar ve hayır hasenat yakınları ve sevenleri tarafından yapılır.
İslamiyette doğum gününü kutlamak, Allahü teâlâya şükretmek vardır. Peygamber efendimiz, Pazartesi günü oruç tutardı. Sebebini sorduklarında;
(Bugün dünyaya geldim. Şükür için oruç tutuyorum) buyururdu.
Doğum günü ve mübarek geceler, hicri sene ile kutlanır. Müslümanların mübarek günleri veya geceleri, güneş aylarına göre değil, hicri kameri aylara göre yapılır. Dinimiz böyle emretmektedir. Yılın mübarek günü, Arabi ayın belli günü demektir. Aşûre günü, Muharrem ayının onuncu günü demektir. Haftanın günleri içinde de mübarek olanları vardır. Mesela pazartesi günü, hep hayırlı olayların bugünde olması bakımından kıymetli bir gündür.
Muharremin onuncu günü Müslümanların mübarek günüdür. O günün mübarek olduğunu Peygamber efendimiz bildirmiştir. O gün yapılan ibadetlere çok sevap verileceğini müjdeledi. O gün oruç tutmak sünnet oldu, matem, yas tutmak ise yasak edildi.
HAMİ KOÇ - EĞİTİMCİ SOSYOLOG
DIĞER HABERLER
-
Bahtiyar Koleji Ziyareti
25 Ekim 2025, 08:16 -
Kültürel Kodlarla Çelişen Resmi İdeoloji Sendromu-Öze Dönüş Zamanı
25 Ekim 2025, 07:47 -
TOBB Eğitim Meclisi Toplantısı
23 Ekim 2025, 14:50 -
Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü Fethullah Güner Ziyareti
23 Ekim 2025, 12:59 -
Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Yusuf Tekin'e Ziyaret
23 Ekim 2025, 12:46 -
Okul Çeyizi
23 Ekim 2025, 11:40 -
Gemisini Terk Etmeyen Kaptan
22 Ekim 2025, 07:51 -
Bilim Eğitim Kurumları Ziyareti
21 Ekim 2025, 18:18 -
Şefkat Eğitim Kurumları Ziyareti
21 Ekim 2025, 15:14 -
Mavigün Eğitim Kurumları Ziyareti
21 Ekim 2025, 14:05

