İnsan Ne Kadar Farklı Bir Varlık? 05 Ağustos 2025, 10:21

Her coğrafyanın ve her iklimin yapısına ve çeşitliliğine göre canlılar farklılık gösterir. Örneğin Kutuplarda yaşayan kutup ayısını Büyük Sahra Çölünde yaşatamazsınız. Arabistan çöllerinin sıcak ve kurak ikliminde yaşamaya alışmış çöl devesini buz gibi soğuk bir havası olan Sibirya da yaşatamazsınız. Ha keza tropikal bölgelerde yetişen muz ağacını çok kurak bölgelerde yetiştiremezsiniz. Aynı şekilde sıcak ve nemli iklimlerde yetişebilen pirinci de nemli olmayan bir bölgede yetiştiremezsiniz. Demek oluyor ki, her farklı iklim ve toprak, doğası gereği sinesinde ancak kendi yapısına uygun canlıların yaşamasına izin veriyor.
Fakat bu realitenin bir istisnası vardır ki; o da insan varlığıdır.
Çünkü insan sıcak olsun soğuk olsun, nemli olsun kurak olsun bir şekilde içinde yaşadığı her türlü iklimde
ve her tür coğrafyada yaşamaya uyum sağlayabilen yeryüzünün belki de tek canlı türüdür.
Ve insan hayatını daha kolay ve daha iyi yollarla sürdürebilmek için
aklını ve iradesini kullanarak sürekli yeni aletler, yeni usuller ve yeni teknikler geliştirerek yapabilir.
Ancak insan yüzlerce yıldır yaşama dair oluşturduğu, uygulaya uygulaya adet ve gelenek haline getirdiği alışkanlıklarıyla, bölgeye ve iklime göre değişebilen yönleriyle birçok açıdan diğer canlı organizmalarla benzerlikler gösterir.
Çünkü bütün canlı varlıklar gibi insan da doğduğu toprağın mineral yapısıyla, soluduğu havanın özellikleriyle ve nihayet formüle edilmiş zihinsel kodların onun algı ve bilinç frekansına enjekte edilmesiyle terbiye edilen yani üretilen bir kültürel canlı olması hasebiyle diğer canlılardan çok da fazla farklılıklar göstermeyen bir varlıktır.
Nasıl ki her habitat, yeryüzünde kendi doğasına uygun bir bitki/flora yapısı üretiyorsa, her toplumsal şart da belli bir süreç içinde
kendi kültürel yapısına uygun ve o yapıyla barışık insanlar üretiyor.
Öyle ise,tamamen kontrol edilebilir bir mekânda, çeşitli yöntem ve enstrümanlar kullanıldığında insanın da üreti(lebi)len bir varlık olabileceğini söyleyebilmek –kulağa pek hoş gelmese de- olası görünüyor.
Sadece bir farkla ki onun üretim süreci bir plan ve program dâhilinde
tüm varlıklardan çok daha ayrıntılı ve çok daha uzun bir süreç içinde olabiliyor
İnsanın zihnini, benliğini, aklını ve duygularını besleyen bilgisel besin kaynaklarını istediğimiz gibi kullanabildiğimizde, yani teolojik, spritüel ve ideolojik düşünce ve fikirlerle onları tam anlamıyla kontrol altında tutabildiğimizde kişiyi münkire çevirmek de mümkün olabiliyor, mümine çevirmek de, şeytana dönüştürmek de mümkün olabiliyor muttaki bir kula dönüştürmek de.
Bu sözlerle insanı adeta geminden asılıp istenilen yere çekilip götürülebilen
pasif ve güdülebilen bir varlık gibi karakterize ettiğimizi ve neredeyse diğer canlı türleri ile aynı seviyeye düşürdüğümüzü ifade ediyor olsak da,
Onun dünyamızda yaşayan 9 Milyona yakın canlı türü içindeki ayrıcalıklı mevkisini tabi ki görmezden gelecek değiliz.
En başta da insanın hemen hemen hiçbir canlıda olmayan düşünerek karar verebilmesini sağlayan bir irade gücüne sahip olduğunu biliyoruz.
Lakin insanın potansiyel olarak kendisinde var olan bu irade gücünü
istediği zaman, istediği gibi kontrol ederek tam anlamıyla kullanabildiğini söylemekte ise zorlanıyoruz.
Dini inançlar söz konusu olduğunda, akrabalık bağları söz konusu olduğunda, millî duygular söz konusu olduğunda, ideolojik paradigmalar söz konusu olduğunda onun aklını ve iradesini özgürce kullanabilme yeteneği olduğunu iddia etmekte de hayli zorlanıyoruz?
Acaba insanın potansiyel olarak sahip olduğu akıl ve irade yeteneğine
tabiatının gereğinden daha fazla bir fonksiyon ve kaldırabileceğinden daha ağır bir sorumluluk mu yüklemekteyiz?
Veya anlayabileceklerimizin ve yapabileceklerimizin sınırlarını fark edip sahip olduğumuz terazinin/kantarın her sıkleti çekemeyeceğini kabul edip,
haddimizin sınırlarını görerek sükût mu etmeliyiz?
NACİ BEKTAŞ - EĞİTİMCİ YAZAR
DIĞER HABERLER
-
GİBİ Serisi 2 - Geleceğin Eğitimi, Eğitimin Geleceği, Öngörüler
12 Ağustos 2025, 09:46 -
İçim Kayıp Mezarlıklar Ülkesi
11 Ağustos 2025, 09:10 -
İstanbul Gazze için yürüdü
10 Ağustos 2025, 09:33 -
Tok Karnına “Bizden” Olmak!
10 Ağustos 2025, 09:20 -
Boykot Bir Seçim Değil, Mecburiyettir.
09 Ağustos 2025, 08:23 -
Öğretmen Yetiştirme Politikamız ve Hizmet İçi Eğitimler
07 Ağustos 2025, 22:43 -
GİBİ Serisi 1 - Geleceğin Eğitimi, Eğitimin Geleceği, Öngörüler
07 Ağustos 2025, 09:59 -
AnneSPİRİN
06 Ağustos 2025, 08:14 -
İnsan Ne Kadar Farklı Bir Varlık?
05 Ağustos 2025, 10:21 -
Alev Alatlı
04 Ağustos 2025, 06:18