GİBİ Serisi 2 - Geleceğin Eğitimi, Eğitimin Geleceği, Öngörüler 12 Ağustos 2025, 09:46

Bilimin ve bilimsel araştırmaların son yüz (100) yılda gösterdiği gelişmeler ve elde ettiği başarılar sayılamayacak kadar çoktur. Bu süreçte derin ve ayrıntılı yeni bilgiler üretilmiş, buna bağlı olarak teknolojide devrim niteliğinde buluşlar ve icatlar gerçekleşmiştir. Tüm bu gelişmeler, “insanı tanımak ve bilmek” konusunda bizleri daha da umutlu kılmaktadır.
Bazı az gelişmiş, sömürülmüş veya “geri bırakılmış” ülkelerde görülen bilim karşıtlığının temelinde; bu toplumların yaşadıkları tarihsel travmaların, onları bilime ve bilimsel gelişmelere karşı bir konuma sürüklemesinin etkili olduğu kanaatindeyim. Ayrıca bilimin ve teknolojinin sahibi, hakimi ve öncelikli kullanıcısı olan “sömürgeci zihniyetin” geçmişte insan ve doğa anlayışında ortaya koyduğu hatalar ve yanlışların da bu karşıtlığı beslediğini düşünüyorum.
Bilime ve teknolojiye karşı çıkmak yerine; bunları kendimizin üretmesi, kullanımında mevcut sahiplerinin düştüğü hatalara düşmemek, insanı ve doğayı korumak, zayıfları sömürmemek, kimseye zulmetmemek gerekmektedir. Geçmişin yanlışlarını düzeltmeye, zararlarını gidermeye ve tahribatı onarmaya çalışmalı; gelecekte ortaya çıkabilecek sorunları önceden görerek “koruyucu hekimlik” anlayışına uygun tedbirler geliştirmeliyiz.
İnsanın “zaman” anlayışında mutlak bir “an” yoktur; ancak “anlar” ve “anılar” vardır. Geçmiş, geleceği sürekli kemirerek azaltır ve kendine yaklaştırır. Allah katında zaman ise geçmişi ve geleceği kapsayan bir “an” olarak yaratılmıştır. Eğitim konusunda da çok eski konulara takılıp kalmak yerine; her an yaşanan olayları ve olguları bilginin ışığında, bilimin aydınlığında, bilgelik ve hikmetin izini sürerek anlamaya çalışmalıyız.
Hz. Mevlânâ’nın bir rubaisinde dediği gibi:
“Her gün bir yerden göçmek ne iyi,
Her gün bir yere konmak ne güzel.
Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş.
Düne ait ne kadar şey varsa,
Dünle beraber gitti cancağızım,
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.”
Zygmunt Bauman’ın “Akışkan Modernlik” olarak tanımladığı bugünkü dünyaya hitap etmeyen eğitim; hâlen mekanik bir sürecin etkisiyle kurumsal ve okul otoritesi çerçevesinde yürütülmektedir. Ancak “sanal dünyalar” ve “zeki makineler” ile desteklenen yeni yapı, mekânsızlık ve merkezsizlik üzerine kurulmakta; küresel, akışkan ve doğrudan “çıktıya” uyarlı hâle gelmektedir. Sanayileşme sürecinde ürün eksenli bir yapıya bürünen eğitim, siber teknolojik süreçte giderek “girdi-çıktı” eksenine kaymaktadır.
Eğitim araçları değişirken; dijital gelecekte yapay zeka uygulamaları ve metaverse, eğitimin yeni araçları hâline gelmektedir. Öğrenmenin mekânı olan okul binaları, öğretmenlik ve eğitmenlik geri planda kalırken; sanal mekânlar ve dijital bedenler, siber dünyada eğitim ile eğlencenin kesiştiği “edutainment” anlayışına doğru evrilmektedir.
Metaverse, gerçek dünyanın sanal dünyaya dönüşümü olarak; bu iki dünyanın sınırlarını ortadan kaldıran dijital dönüşümün son evresidir. Yapay zeka, nanoteknoloji, artırılmış gerçeklik (AR), sanal gerçeklik (VR), karma gerçeklik (MR) gibi unsurların ve üç boyutlu blok zincir teknolojisinin birleşimiyle şekillenmektedir. Bu ortamda “avatar” (sanal profil) aracılığıyla oluşturulan “ekran kişiliği”, eğitimin temellerini değiştirmekte; öğrencinin kendi eğitim içeriğini ve amacını özgür iradesiyle belirleyerek, gerçek hayatta deneyimleyemediği durumları sanal ortamda yaşamasına olanak tanımaktadır. Bu da bireysel öğrenmeyi önceki dönemlere kıyasla çok daha fazla kolaylaştırmaktadır.
2005’ten itibaren Web 2.0 sürecine geçilmesi, öğrencileri Web 3.0’a hazırlamış; bilişim tabanlı ve oyun temelli simülatör uygulamalarıyla eğitim-öğretim süreçleri daha eğlenceli ve motive edici hâle gelmiştir. Dijitalleşmeyi ve robotikleşmeyi içselleştirmiş gelecek nesillerin “eğlenerek öğrenme” (edutainment) anlayışına uyum sağlaması kaçınılmaz görünmektedir. Böylece öğrenci hem öğrenmekte hem de eğlenmektedir.
Öğrencilerin interneti, oyunları, sosyal medyayı ve dijital uygulamaları yoğun biçimde kullanmaları bu kavramın ortaya çıkmasını sağlamıştır. Kültürel tüketimin yenilikçi bir yorumu olan bu aktif deneyimsel süreç, yapay zekânın da dahil olmasıyla sanal ortamları daha gerçekçi hâle getirecek; oyun ve oyun teknolojisi ise eğitimin yanı sıra iletişim, enformasyon ve medya alanlarında da yaygın biçimde kullanılacaktır.
Üç (3) boyutlu metaverse platformlarının yalnızca öğretim süreçlerini değil, bireysel kişilik eğitimini ve kişiliğin gelişimini de farklılaştıracağı gözleniyor. Bilişsel bilimin imkânlarından yararlanmak, insanı zihinsel olarak daha da donatarak ya da açılmamış zihinsel donanımları açarak, bilgi kazanımı ve eğitsellik bakımından güçlendireceği görülüyor.
İnsanın doğal, fizikî, kimyasal ve biyolojik olarak geliştirilmesinin yanında, zihinsel olarak da geliştirilmesi gerektiğini ileri süren; kendini eğitim-öğretimin geleceği olarak gören ve teknolojiye dayanan eğitim araç-gereçleriyle insanın yeniden biçimlenişini sağlamaya çalışan trans-posthümanist süreçte, klasik eğitim süreçlerinin gereksiz ve yararsız olduğu iddia edilmektedir.
Bu transhümanist süreçte yalnızca insan değil, insanın içinde yaşadığı çevrenin de değişmesi gerektiği savunulmaktadır. Yapay zekâ, makine, robotik, bilgisayar ve derin öğrenme alanlarında meydana gelen üst düzey gelişmelerin, eğitim-öğretim konularındaki tüm paradigmaları kökten değiştireceği iddialar arasındadır.
Uzmanlaşmanın, bilimleri bağımsızlaştırma sürecini sona erdireceği; ortaya çıkan teknolojik ürünlerin disiplinlerarası süreçleri içerdiği; yeni dönemde temel bilimler, matematik, mühendislik, tıp bilimleri gibi birçok disiplinin birlikteliğini gerektiren süreçlerin geçerli olacağı da şimdiden görülmektedir. Transhümanizmin dayandığı NBIC (Nano-Bio-İnfo-Cogno) bilimler, hemen tüm bilimleri kendinde barındırmaktadır.
NBIC bilimlerin dönüştürücü gücüne inanan transhümanist süreç, eğitim-öğretimin içeriğinin, programının, müfredatının, eğitilenlerin ve eğiticilerin tamamen farklı olacağını öngörmektedir. İnsanın, mekân ve hayat farklılıklarıyla karşılaşmasıyla isteklerinin, arzularının, hatta ahlâkının da farklı olacağı bir düzlem ortaya çıkacağı ileri sürülmektedir. Teknolojik tekillik çalışmalarının; yapay zekâ, gen sağaltımı ve psiko-farmakolojik ilaçlarla insanın zeka sınıfını daha da yükselteceği iddia edilirken, böylesi bir gelişmede eğitim-öğretimin araçları, metotları ve kaynaklarının yanında, muhatapların beklentilerinin ve bakış açılarının da değişeceği; bunun yalnızca mevcut durumu değil, geleceği de köklü biçimde değiştireceği belirtilmektedir. Geleceğe ilişkin öngörülen bu değişimleri dikkate alan yapılar inşa etmek kaçınılmaz görünmektedir.
Yapay zekâ, metaverse ve transhümanist süreçte eğitimin geleceği konusunda Uludağ Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Ahmet Dağ, öngörüleri ve tespitlerini şu şekilde dile getirmektedir:
“Daha yaratıcı (inşa edici), inovasyoncu (yenileştirici) bir zihin, daha kompleks (karmaşık) ve yüksek bilince/şuura sahip öğrenci, yeni dünyanın inşa, imar, ıslah edici ‘yaratıkları’ olacak. İnsanlar, daha önce hiç karşılaşmadıkları, hatta kendilerinden daha zeki olacağı iddia edilen yapay zekâ uygulamalarının gerçekleştirildiği siber ve robotik varlıklarla birlikte hem yaşayacak hem de dünyayı değiştirecekler. Böylesine hızlı değişen bir dünyada okul binaları, klasik öğretmen tipi ve öğretme yöntemi de sorgulanacaktır.
Transhümanist eğitim, insanın klasik biçimlerinden daha çok yükleme (upload), birleştirme (singularity) ve geliştirme (augmented) gibi teknolojik uygulama biçimlerine başvurmayı önermektedir. Zihne ‘nanit’ yüklemeyle zihnin kapasitesini artırma, insan zekâsını bilgisayarla birleşmiş süper zekâ olan ‘makine’ ile birleştirme ve zekâda ‘geriliğe’ yol açan genleri tasfiye ederek, ‘zeki genleri’ daha da güçlendirecek ‘zekâyı güçlendirme’ teknikleri ile insanın öğretim açısından geliştirilmesi amaçlanmaktadır. Ayrıca ‘ahlaki zafiyetleri’ meydana getiren genlerin iptaliyle, bireyin eğitsel veya etik açıdan geliştirilmesinin de ihmal edilmeyeceği iddialar arasındadır.”
RAMAZAN AKSOY - EĞİTİM YÖNETİCİSİ
DIĞER HABERLER
-
GİBİ Serisi 2 - Geleceğin Eğitimi, Eğitimin Geleceği, Öngörüler
12 Ağustos 2025, 09:46 -
İçim Kayıp Mezarlıklar Ülkesi
11 Ağustos 2025, 09:10 -
İstanbul Gazze için yürüdü
10 Ağustos 2025, 09:33 -
Tok Karnına “Bizden” Olmak!
10 Ağustos 2025, 09:20 -
Boykot Bir Seçim Değil, Mecburiyettir.
09 Ağustos 2025, 08:23 -
Öğretmen Yetiştirme Politikamız ve Hizmet İçi Eğitimler
07 Ağustos 2025, 22:43 -
GİBİ Serisi 1 - Geleceğin Eğitimi, Eğitimin Geleceği, Öngörüler
07 Ağustos 2025, 09:59 -
AnneSPİRİN
06 Ağustos 2025, 08:14 -
İnsan Ne Kadar Farklı Bir Varlık?
05 Ağustos 2025, 10:21 -
Alev Alatlı
04 Ağustos 2025, 06:18